Herkes kendi dünyasının dertleri ve sıkıntıları içerisinde yaşıyor. Herkesin hayali farklı olabilir, neticede kendimize uygun gördüklerimiz başkaları için uygunsuz, yetersiz bazen de hayal güçlerini aşan arzular olabilir

Değerli Okurlarım, bir kaç yıl önce düşündürücü bir hikaye okumuştum.

Okuduğum günden beri hiç aklımdan çıkmayan bu hikayeyi bugün sizinle paylaşmak istedim.

Bir ingiliz öğretmenin anısı olan bu hikayede, öğretmen sınıfta şartlı cümleleri anlatmak için öğrencilere „eğer çok zengin olsaydım, anneme …. alırdım“ cümlesini tamamlamalarını söylüyor. Cümledeki boşluğu, hayal gücünüzü kullanarak doldurun diyor.

Çocuklar sessizce düşünmeye başlıyor ve defterlerine birşeyler yazmaya başlıyorlar. Beş dakika sonra, öğretmen yazılanları toplayıp tek tek okumaya başlıyor. Ferrari araba, Maldivlerde bir ada, Sahilde bir yazlık gibi önerilere sınıfın tüm öğrencileriyle birlikte gülen öğretmen, aniden öğrencilerin birinin Çiçek alırdım (İf İ were rich, I would buy flowers for my mum) yanıtıyla karşılaşıyor ve, bir anneye herşeyi alabilecek zenginliğe sahip olabilecek bir çocuğun aklına sadece çiçek geldiğine sinirleniyor.

Bu defter, o sınıfa yeni gelen çelimsiz, içine kapanık bir çocuğa ait. Öğretmen, alaylı bir tavırla; aramızda çok duygusal bir arkadaşımız var diyor ve çocuğa sert bir şekilde ayağa kalkmasını ve sınıfa ne yazdığını söylemesini emrediyor. Çocuğun, çiçek alırdım yazdım öğretmenim demesiyle sınıfta kahkahalar kopuyor. Ben size çok zengin olduğunuzu düşünün, hayal gücünüzü kullanın demiştim, sen ise ancak çiçek alırım yazmışsın, oğlum sen benimle dalga mı geçiyorsun? Masumca, aklıma başka bir şey gelmedi öğretmenim diyen çocuk ağlamaya başlıyor.

Ertesi sabah çocuğun babası, elinde çocuğun defteriyle okula geliyor ve öğretmenle görüşmek istediğini söylüyor ve kısa bir görüşmeden sonra tekrar okuldan ayrılıyor. Ancak geride, boğazı düğümlenmiş, yaptıklarından, söylediklerinden bin pişman olan, üniversiteden alınan diplomayla öğretmen olunamayacağını çok acılı bir şekilde anlayan bir öğretmen bırakıyor.

Meğer, çocuk hayatındaki en büyük boşluğu bir buket çiçekle doldurmaya çalışmış. Üç ay önce annesini bir trafik kazasında kaybetmiş ve artık – çok ta zengin olsa - annesine, ancak mezarına koyacağı bir buket çiçekten fazlasını veremeyeceği bilincine alışmaya çalışıyormuş.

İşte böyle sevgili okurlarım. Herkes kendi dünyasının dertleri ve sıkıntıları içersinde yaşıyor. Herkesin hayali farklı olabilir, neticede kendimize uygun gördüklerimiz başkaları için uygunsuz, yetersiz bazen de hayal güçlerini aşan arzular olabilir.

Çok zengin olsam çocuklarımı şu çadır kentten kurtarsam, çok zengin olsam eşime sıcak bir mont alabilsem, çok zengin olsam bir kilo et alabilsem diyenlerin hayal güçlerinin yetersiz olduğunu düşünmeyelim. Bilhassa bu mübarek günlerde zekat ve fitrelerimizi nereye ve kimlere vermemiz gerektiğini düşünelim. Ramazan Şerifiniz hayırlı, tuttuğunuz oruçlar ve yaptığınız bağışlarınız kabul olsun. Sevgiler ve Selamlar Nejdet Niflioğlu

Nejdet Niflioglu

[email protected]