ÜNİVERSİTE TERCİH DÖNEMİNDE EBEVEYN TUTUMU

ÜNİVERSİTE TERCİH DÖNEMİNDE EBEVEYN TUTUMU

Tercih dönemi, öğrenciler için birçok anlam taşıyor. İyi bir gelecek amacıyla iyi bir üniversite ve doğru bir bölüm seçme düşüncesi, seçilecek üniversite ve bölümle birlikte gelecek 4-5 yıl boyunca yaşanacak şehir ve yapılacak mesleğin belirlenmesi tercih döneminin önemini ve öğrenci üzerindeki baskıyı artırıyor. Özellikle son dönemlerde öğrenci ve ailelerin hayatında öncelikli bir noktada bulunan üniversiteye giriş sınavının hayati bir yer edinmesi kaygıyı da beraberinde getirebiliyor.

Kaygının sebepleri arasında bölüm ve üniversite seçimi yanında farklı bir şehre taşınma, aile ve öğrencinin isteklerinin uyuşmaması, aileden ayrılma durumu, yeni bir çevreye giriş gibi etmenler yer alıyor. Ayrıca ailelerin tutumu da tercih sürecinde kolaylaştırıcı veya zorlaştırıcı bir rol oynuyor. Ailelerin kendi hayallerini çocukları üzerinden gerçekleştirmek istemeleri, çocuklarına destekleyici olmaktan çok yönlendirici bir şekilde yaklaşmaları, çocuklarının büyüdüğünü kabullenememeleri sebebiyle onlar için en iyi kararı kendilerinin verebileceğini düşünmeleri süreci zorlaştırıyor. Daha da önemlisi, böyle tutuma sahip aileler çocuklarının ilgi, yetenek ve isteklerini göz ardı ederek yanlış tercih yapmalarına ve ileride okulu bırakmalarına kadar varabilecek sonuçlara sebep olabiliyor. Birey olarak kabul edilen üniversite adayının kişisel özelliklerinin gözlendiği, isteklerinin desteklendiği bir aile ortamında hem adayın hem ebeveynlerin ortak kararı ile yapılan tercihler daha mutlu ve başarı ile sonuçlanacak bir sürecin başlangıcını oluşturacaktır.

Tercih döneminde gençler ergenlik dönemin de etkisiyle, kendilerini boşlukta hissedebilirler. Yapılacak tercihler nasıl olmalı; yaşanılan kararsızlıklar karşısında iletişim kanalları aile içinde açık olmalı ve yapılacak fikir alışverişlerinde hep beraber değerlendirme içerisinde olunmalıdır.

Çocuğun tercih kararına veya olası idealleri doğrultusunda tekrar hazırlanmak ve bu çabanın içerisine girmek istemesi durumunda onlara saygı duyulmalı ve yapılacak hazırlık için, çocuğunuzla değerlendirme yapılmalıdır.

Kurulacak baskı ve çocuğa verilmeyen söz hakkı tamamen siz değerli ailelerin araştırmaları ve telkinleri doğrultusunda yapılacak bir tercih listesi ve yazılacak bölümleri gelecek kaygısı yaşayan gençlerde daha da birikim oluşturabilir ve bu dönemde olmazsa da gelecek yıllarda istenilmeyen sonuçlarla karşılaşılabilir.

Çocukların bu dönemdeki psikolojileri önemli olup, onlarla sık sık değerlendirmelere açık olunmalı ve gelecekleri için aldıkları kararlara saygı duyulmalıdır. Unutulmamalıdır ki; ruh sağlığı her şeyden önemlidir.

 Uzm.Psikolog Burcu GÜL