Stopping
Son günlerde yeterince Futboldan bahsedildi. Benim konumum sporla hiç alakası olmayan, bir trend araştırma terimi olan Stopping ile ilgili.
İlk kez görenlere veya duyanlara tuhaf gelen, durdurmak anlamına gelen, Stopping terimi, aslında önümüzdeki yılların tüketim davranışlarımızı tanımlayan önemli bir deyim dir.
Herşeyin daha fazlasını, daha değerlisini, daha gelişmişini tüketmeye alıştırılan toplumlar artık bu gelişmeye dur demeye hazırlanıyor. Bilinçli tüketicilerin çoğu, gün geçtikçe hem akımların hem de bu akımlara katılanların rakamlarını ciddi oranda yükseltiyor. Mutlaka Siz değerli okuyucularım da bilinçli veya bilinçsiz olarak böyle bir akıma dahil oldunuz ve eski tüketim alışkanlıklarınızdan uzaklaşmaktasınız.
Ev ve daire konumlarının, boyutlarının, iç ve dış tasarımının ve böylece piyasa değerlerinin artık saçma ve abartılmış düzeye gelmesinden rahatsız olanlar var. Bu gidişata DUR diyenler, kırsal bölgelere, eski kısmen terk edilmiş binalara yerleşiyorlar. Devamlı telefon ve internet üzerinden ulaşılabilir olmaktan kaçanlar var. 7/24 ulaşılabilirlik artık bir eziklik belirtisi olarak görülüyor. Yeni lüks, günlerce ulaşılamamak, sosyal medya hesaplarını kapatmak ve çağrı mesajlarına cevap vermemek oldu. Son yılların tatil ve seyahat anlayışı da zamanla ciddi değişime uğruyor. Binlerce kilometre uzaklarda, en lüks, hyper all inclusive otellerde tatillerin yerini artık çadırlarda veya tiny house içersinde geçirilen, doğa ile baş başa her türlü konfordan uzak olan kamp tatilleri almaya başladı. Yeni geliştirilen ulaşım araçları bile bizleri son teknolojiye sahip olan ultra lüks otomobillerden uzaklaştırıp, pedelec denilen elektrikli bisikletlere yönlendiriyor. Üretim maliyeti gittikçe artan ve bize çevreye verdiği zararın devamlı gözümüze sokulmaya başlanan hayvansal ürünlerin yerini bitkisel ürünler almaya başladı. Eskiden, ‘‘Siz inekmisiniz ki, ot yiyiyorsunuz“ diyerek alay ettiğimiz vejeteryan akımı kendini aşarak vejan beslenme akımına dönüşmekte. Artık sadece hayvanların etini yememek değil, sütünü de içmemek, derisinden üretilmiş ürünleri de tüketmemek olarak karşımıza çıktı. Vejan akımı, dünya genelinde en hızlı büyüyen akım haline geldi. Stopping ile her yerde karşılaşmak mümkün: Tütün ürünleri yerine iqos içenler veya sigarayı tamamen bırakanlar, evlerinde sadece belirli programları izleyen veya tamamen televizyon izlemeyenler, marka giyisiler yerine no-name kıyafetler veya ikinci el kıyafetler alıp giyenler, restoran- bar veya kafelerde değil de, parklarda, sahillerde veya kırlarda buluşanlar Stopping trend setter olarak karşımıza çıkıyorlar.
Son yüz yıl içersinde hayatımızı şekillendiren, sözde yaşamımıza konfor ve lüks katan herşey mercek altında. Stopping’in özümüze dönmenin çevremize ve doğaya mutlaka çok faydalı oalacğına kesin olarak bakılsa da, ülke ekonomileri artık eskisi gibi olmayacak. Tüketimimiz, alışkanlıklarımız ve hatta bağımlılıklarımız bile önemli ölçüde değişime uğrayacak. Korkarım ki, eskiden bedava verseler almam dediğimiz herşey bize şimdi büyük paralar karşılığında pazarlanmaya çalışılacak. Mutlaka, lüks otel fiyatına çadırlarda kamp yapıp, kuzu pirzola fiyatına marul salatası yiyeceğiz bundan sonra.
Gerçi biz tüm bunlara alışkınız. Biz, Türkiye bağımlısı gurbetçileriz. Yani kendi vatanımızda yabancı turistleden değersiziz. Ülkemizde yasal olarak herkese açık olan sahillere Bodrum’da 225,- € giriş ücreti isteyen Beach Clublara, Çeşme’de bir adet lahmacuna 30,- € artı restoranlarda yasal olarak haksız talep edilen servis ücretlerine hesap yazan işletmecilere, İstanbul’da beş adet dondurmaya 150- € isteyen bakkallara, bizi her fırsatta ve her sektörde aldatmaya çalışan ülke esnaflarımıza ve biz gurbetçilerden 2.000,- € Vatan Vergisi alınmasını gündeme getiren siyasetçilere alışkınız biz. Korkarım, Stopping akımının etkisiyle ikinci vatanımız Almanyada da eskiden dönüp bakmadığımız şeyler bile bizlere çok değerliymiş gibi pazarlanmaya çalışılacak. İnşallah fazla abartmazlar ve insaflı davranırlar bu Alman gavurları. Zaten islami değerlerden de bihaberler ya... Sevgiler ve Selamlar Nejdet Niflioğlu