İstanbul Fintech Week 5'nci kez ziyaretçilerine kapılarını açtı

Bu yıl 5’incisi düzenlenen İstanbul Fintech Week (IFW’24), ‘Yakınsama: Web2 ve Web3 Dünyaları Bir Araya Geliyor’ teması ile ziyaretçilerine kapılarını açtı. Etkinlik kapsamında dijital para, dijital bankacılık, web3, yapay zeka, tokenlaştırma ve işletmelerde finansal teknolojilerin kullanımları gibi sektöre ışık tutacak konular ele alındı.

2019 yılından bu yana her yıl düzenlenen İstanbul Fintech Week, 16-17 Nisan tarihleri arasında 5’inci kez ziyaretçilere kapılarını açtı. Etkinlikte, ’Dijital paralar nereye gidiyor?’, ‘Yapay zeka finansı hangi noktaya götürür?’, ‘İşletmelerde finansal teknolojilerin kullanımı ne yöne ve hangi hızla evrilecek?’, ‘Dijital bankacılık ve ödeme hizmetlerindeki değişimi takip edebilecek miyiz?’ gibi konu başlıkları uzmanlarca ele alındı.

100’ün üzerinde konuşmacı, 35’in üzerinde sponsor ve partnerin bulunduğu 6 ayrı zirvede toplam 65 oturumun yapıldığı etkinliğin 2’nci gününde Türkiye'nin finansal teknoloji kuruluşlarından BankPozitif’in Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Kork da ‘Bankalar için dijital yolculuk oluşturmak’ temalı sunum gerçekleştirdi. Kork, sunumda finansal teknoloji alanındaki yenilikçi yaklaşımları ve dijital dönüşümün bankacılık sektörüne olan etkilerine vurgu yaparak, gelecekte finansal teknolojinin nasıl şekilleneceğine dair bakış açısı sundu.

“TÜRKİYE İNOVASYONDA VE YAZILIMDA ULUSLARARASI BOYUTTA YARIŞIR KONUMDA”

İstanbul Fintech Week etkinliği hakkında değerlendirmelerde bulunan Erkan Kork, “Bu tür etkinlikleri ülke açısından milli değer olarak görüyorum. Türkiye inovasyonda ve yazılımda gerçekten uluslararası boyutta yarışır konumda. Bunu yapay zeka ve blokzincir teknolojisinde görüyoruz. Özellikle finansta ve bankacılıkta çok ciddi değişimler söz konusu. Bu etkinlikler insanlara daha farklı boyutta ulaşmamıza neden oluyor. Bu tarz etkinlikleri önümüzdeki yıllarda ülkemize, yabancı yatırımcıların gelmesi açısından önemli etkinlikler olarak değerlendirmekteyim” diye konuştu.

“TÜRKİYE'DEN EN AZ 5-6 TANE PAYPAL ÇIKARTACAK GÜCE SAHİBİZ”

Ödeme sistemleri ve bankacılığın geçmişten günümüze değerlendirmesini yapan Kork, “Türkiye bu konuda çok hızlı başladı. Fakat sadece regülasyonla ya da otorite ile olacak bir konu değil. Bütün oyuncular hızlı bir şekilde oyuna girmeye başladı. Avrupa ile kıyasladığımız zaman, aramızda çok büyük uçurumlar var. Türkiye inovasyon, beyin, yazılım ve diğer birçok alanda ileride. Sadece biraz itici güce ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Türkiye'den mutlaka ve mutlaka en az 5-6 tane PayPal çıkartacak güce sahibiz. Bu aslında çok büyük bir know-how ama nedense bir itici gücünün hala sektöre inmediğini düşünüyorum. Dijitalleşme derken, Türkiye hem ‘on boarding'de hem ‘know your customer'da artık çok ileri safhada. Avrupa'da bir bankada hesap açmaya kalktığınız zaman en az bir hafta on gün bekleniyor. Basit özel bir kart almaya kalktığınız zaman en az on gün 15 gün bekleniyor ama Türkiye'de hangi bankaya giderseniz gidin daha şubeden çıkmadan kartınızı veriyorlar bu bile nereden nereye geldiğimizin göstergesidir” dedi.

“BU TÜR ETKİNLİKLERİN CİDDİ ANLAMDA ARTMASI GEREKİYOR”

Uluslararası olma yolunda Türkiye’nin geleceğini nerede gördüğü hakkında değerlendirmelerde bulunan Erkan Kork, şirketlerin birlikte hareket edebiliyor olmasının öneminin altını çizdi. Kork, “Öncelikli olarak solo olmamamız gerekiyor. Bir orkestranın parçalarını düşünün, tamamen koro halinde sesimizi çıkartmamız gerekiyor. Evet İstanbul Fintech Week de korolardan bir tanesi, orkestranın bir bölümü. Bu tür etkinliklerin ciddi anlamda artması, bu tür panellerin ve sempozyumların mutlaka olması gerekiyor” diye konuştu.

“BLOK TABANIYLA BİRLİKTE YAPAY ZEKAYA ÖNEM VEREN FİRMALAR BAYRAĞI ALIP GÖTÜRECEKTİR”

Geleceğin yazılım ve yapay zeka ile iş birliği halinde kurulacağının altını çizen Kork, “Tabii ki gelecek artık yazılım ve yapay zeka. Yapay zeka olmadan ne bankacılıkta, ne ödeme sistemlerinde herhangi bir şey söz konusu olmayacak. Tabii ki bunun içerisine blok zinciri de kattığımız zaman regülasyon da bazı noktalarda buna izin verdiği zaman, ki izin verecek diye düşünüyorum. Özellikle Merkez Bankası'nın dijital lirayı çıkartması çok önemli bir adımdır. Blok tabanıyla birlikte yapay zekaya önem veren firmalar bayrağı alıp götürecektir. Evet dünyayla rekabet işte o zaman daha farklı boyuta gidecek. Önümüzdeki on yılda belki akıllı saatlerimizle değil, düşünce gücüyle ödemelerimizi yapmış olacağız. Nasıl ki evimizde oturup da Android TV'lerimizde filmi satın alabiliyorsak bunu on sene önce düşünebilir miydik? Kimse düşünemezdi. Bankacılığın ve finansın da nereden nereye geldiğinin göstergesidir” dedi.

“REGÜLASYON İLE GLOBAL PASTADAN PAY ALABİLİRİZ”

Erkan Kork, Türkiye’de gereken regülasyonların uygulanmasıyla dünya pazarında yer edinebilmek için önemli bir adım atılacağını söyleyerek “Uluslararası pazardan pay almamız için yurt dışından kalkıp da Türkiye'de herhangi bir e-ticaret siteniz varsa yurt dışındaki herhangi bir ödeme kuruluşundan hizmet alabiliyorsunuz. Fakat bizler bunu daha henüz veremiyoruz. Uluslararası boyutta eğer regülasyon buna izin verirse herhangi bir şirket Avrupa'daki ya da dünyanın herhangi bir noktasındaki Türk pazarına girmek istiyorsa Türkiye'ye gelmeden eğer ödeme hizmetlerini de verebilirsek, bu hem pastadan bankacılık sisteminin de faydalanacağı anlamını taşıyacaktır hem de çok daha farklı rekabete şahit olacağız demektir” ifadelerini kullandı.

“SEKTÖR KORO HALİNDE HAREKET ETMELİ”

Türk şirketlerinin kişisel egolarını bir kenara bırakıp uluslararası hale gelebilmeleri için meseleye milli olarak bakmaları gerektiğinin altını çizen Kork, dünyaya karşı şirketlerin ürünlerini yarıştırarak dikkat çekebileceğini ifade ederek, sözlerini şöyle dürdürdü:

“Kişisel egolarımızı, kişisel kaprislerimizi değil de şirketlerin ve bankaların 64/93 dahil hepsinin birbiriyle rekabet içerisinde olması gerekir. Masa başında bütün idareciler birlik ve beraberlik içerisinde olursa ancak biz uluslararası pastadan pay alabiliriz diye düşünüyorum. O bakımdan bunu milli görev olarak görmek gerekiyor. Rekabetimizi sadece ürünlerimizde yapalım. Ürünlerimizde yarıştırdığımız zaman zaten kamuoyunun ilgisini çekecek ve hizmet vermiş olacağız. O bakımdan her zaman dediğim gibi son sözüm birlik olalım, beraber olalım, solo değil koro olalım. A şirketi B şirketi ya da A bankası B bankası değil de birlik beraberlik içerisinde hizmet etmeye devam edelim ve mutlaka kenetlenelim diyorum.”