Tuçe GÖLCÜ- Özkan ÖZGER/İSTANBUL, (DHA)- Türk resim tarihinin en önemli isimlerinden biri olan Prof. Devrim Erbil’in ‘Seçmeler’ isimli sergisi DG Art Project’te sanatseverlerle buluştu. Küratörlüğünü Zeynep Öztürk’ün üstlendiği sergide ressam Erbil’in İstanbul Boğazı’nı, Haliç’i ve şehrin mimari yapılarını değişik açılarla ele aldığı 20 yıllık eserleri yer aldı. Eserlerinde işçilikten kaçınmadığını söyleyen Erbil, “Detay bir nesnenin en anlaşılır hale gelmesidir. Detay olmadan onu somut bir kütle olarak da görebilirsiniz. Ama detaylarıyla oluştuğu zaman anlamlı, etkili ve zevklidir. Bu yüzden ben bu işçilikten kaçınmıyorum” dedi.
Yurt içinde ve yurt dışında birçok kişisel sergiye imza atan Devrim Erbil’in ‘Seçmeler’ adlı kişisel sergisinde yağlı boya, gicle ve halılardan oluşan eserler yer alıyor. Resimlerinde konu olarak İstanbul’u, şehrin mimari yapılarını değişik açılarıyla ele alan Erbil’in, doğa soyutlamalarını ve Anadolu çeşitlemelerini aktardığı büyük tuval çalışmalarına da yer verdiği sergide Türkiye’de dokumacılık kültürünün mirası olarak tanımlanan halıları kendine özel yarattığı etkiyle koleksiyonerlerin beğenisine sunuyor.
DG Art Project’te açılan ve küratörlüğünü Zeynep Öztürk’ün üstlendiği sergi 30 Ekim’e kadar ziyaret edilebilir.
ERBİL: O DÖNEMİN EN İYİ ESERLERİNİ BURADA SUNMAYI AMAÇLADIK
Sergide son 20-25 yılın en iyi eserlerini sunmayı amaçladıklarını ifade eden Erbil, “Burası çok yeni bir galeri. Bu galeride böyle bir sergi açmam önerildiği zaman hayır demek mümkün değildi çünkü bu galeriyi açan Dursun Gündoğdu, Türk sanatında galerici olarak önemli yeri olan bir insandı, dosttu. O nedenle bu serginin temasını ‘seçmeler’ olarak belirledik. Yani son 20-25 yılın benim için önemli olan dönemlerin ve o dönemin en iyi eserlerinin burada sunmayı amaçladık. Burada 2000 öncesi resimlerimden soyutlama örneğini temsil eden eserlerim var. Benim adım geçtiği zaman İstanbul adının geçmemesi mümkün olmuyor” dedi.
“İKİLİ BAKIŞ SANATA YENİ BİR BAKIŞ YÖNTEMİDİR”
Serginin bir başka özelliğinden bahseden Erbil, “Burada yeni bir bakış açısı getirdiğim ‘ikili bakış’ diye bir seri var. Değişik yerlerde onun örneklerini görüyorsunuz çünkü o ikili bakış sanata yeni bir bakış yöntemidir. Buraya baktığınız zaman gözün görme alanı içerisindeki yerleri görüyorsunuz. Sanat bunun değişik yorumlarını getiriyor. Oysa sizin gözünüzün baktığı alanla aynı anda arka tarafı göremezsiniz. Yukarıdan baktığınızda yukarıdan bakışınızın size verdiği estetik haz başkadır. Alttan baktığınızda ise bunun planını görürsünüz. Hem yukarıdan hem önden baktığınızda iki bakış üst üste geldiğinde yepyeni duygulara ve bakışlara yol açar. Bu nedenle bu sergide ikili bakışın tipik örneklerinden var” dedi.
“KENDİ ESERLERİMİ ÇAĞDAŞ BİR DİLLE DOKUMA DİLİNE AKTARIYORUM”
Dokuma halı eserlerinin de sergide yer aldığını ifade eden Erbil, “Tapestry, Türkçe’deki karşılığı ile resimli halı. Yani baskı değil ilmek ilmek dokunan halı sanatının dokuma örneklerinin sanat eseri aracılığıyla oluşmasıdır. Bu Batı’da da vardı, pek çok ünlü sanatçıları vardı ama Türk sanatçıları geleneksel motifleri dokuyordu. Ben kendi eserlerimi çağdaş bir dille dokuma diline aktarıyorum. Benim halılarımının ipek halı, ipek yün karışımı, kilim örneklerini hem Türkiye’de hem yurt dışında dokuttum. Bu örnekler burada sergileniyor” diye konuştu.
“BASKI TEKNİKLERİNİN YENİ ÖRNEKLERİNİ GÖSTERMEK GEREKİYOR”
Serginin yeniliği olarak gicle baskılarının yer aldığını ifade eden Erbil, “Sanatın demokratikleşmesi adına baskı tekniklerinin yeni örneklerini göstermek gerekiyor. O yüzden oğlum Evrim Erbil’de gicle denen özel bir makineyle her eserde bir başka konuyu alıp onları alüminyum gicle denen bir baskı tekniği ile yapıyor. Bu teknikten Türkiye’de başka yapılmamış. Bu serginin bir yeniliği olarak gicle baskıları ve benim son 20 yılımın önemli eserleri bulunuyor” ifadelerini kullandı.
“YENİ TEKNİKLERİN HEYECANLARINI KENDİ RESİMLERİMDE YANSITMAYA ÇALIŞTIM”
Eserlerinde işçilikten kaçınmadığını söyleyen Erbil, “Detay bir nesnenin en anlaşılır hale gelmesidir. Detay olmadan onu somut bir kütle olarak da görebilirsiniz. Ama detaylarıyla oluştuğu zaman anlamlı, etkili ve zevklidir. Bu yüzden ben bu işçilikten kaçınmıyorum. Bütün tekniklerin kendine göre bir etki alanı var. Yağlı boya, akrilik, mozaik, hepsinin göze hitap eden yanları bulunur. O yüzden hiçbir zaman yağlı boya tekniğinin sınırları içerisinde kalmadım. Dijital sanatta dahil olmak üzere yeni tekniklerin heyecanlarını kendi resimlerimde yansıtmaya çalıştım” dedi.
ÖZTÜRK: İSTANBUL, DEVRİM ERBİL İÇİN DİŞİ
Serginin küratörü Zeynep Öztürk ise sergiye ilişkin, “Bu sergimiz adından da belli olacağı gibi ‘seçmeler.’ Devrim Erbil hocamızın 20 yıldır çalıştığı kompozisyonlar ve o konular üzerine seçilmiş eserler yer alıyor. Birçoğu da son dönem çalışmaları. Aslında bu eserleri seçerken zorlandık çünkü her biri çok güzel. Devrim Erbil’in İstanbul’u, hakikaten çok cilveli ve coşkusu bol eserler. Eserleri renklerin kontrastını ve nüansını düşünerek seçtik. Her biri coşkulu ve ritimli, o kadının cilvesini yansıtan eserler. Neden kadın diyorum çünkü; İstanbul, Devrim Erbil için dişi. Eserlerini o kadına yakışacak rengi ve ritmi kullanarak resmediyor. Muhteşem bir sergi oluyor. Resimleri kadar katılım da bu coşkuyla sürüyor, çok mutluyuz inşallah 30 Ekim’e kadar da sanat severleri galerimize bekliyoruz” ifadelerini kullandı.
“O RİTMİ VE COŞKUYU HİÇBİR ŞEKİLDE KAYBETMEMİŞ”
Devrim Erbil’in eserlerini yorumlayan Öztürk, “Eserler, soyut ile somut arasında. Kendi ruhu gibi o ritmi ve coşkuyu hiçbir şekilde kaybetmemiş. Allah onu eksik etmesin. Böyle değerli bir sanatçıya sahip olduğumuz için memleketimiz çok şanslı” dedi.