YILDIZ Teknik Üniversitesi'nin (YTÜ) Akademik Yıl Açılış Töreninde konuşan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, “Türkiye, 2000’li yıllardan sonra kendi insan kaynağına güvenerek, engelleri kaldırarak, özgün teknolojiler geliştirmeye başladı. Türk mühendisleri, bilim insanları ve gençleriyle geleceğe sağlam adımlarla ilerliyor” dedi.

YTÜ Davutpaşa Kampüsü Kongre Merkezi’nde düzenlenen törene, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır’ın yanı sıra Esenler Kaymakamı Süleyman Özçakıcı, Esenler Belediye Başkanı Mehmet Tevfik Göksu, Esenler İlçe Milli Eğitim Müdürü Feyzullah Sert, Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Eyüp Debik, çok sayıda öğretim üyesi ve öğrenci katıldı.

Tören Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır’ın öğrencilere yönelik ilk ders niteliği taşıyan sunumuyla başladı. Bakan Kacır, sunumunda Türkiye’nin sanayi politikasını ‘Milli Teknoloji Hamlesi’ çerçevesinde ele aldı. Bu hamlenin tam bağımsız bir Türkiye için anahtar rol oynadığını vurgulayan Kacır, Türkiye’nin son 20 yılda teknoloji ve sanayi alanında kaydettiği gelişmelerin altını çizerek, araştırma-geliştirme kapasitesinin artması, ihracatın çeşitlenmesi ve katma değerli üretime yönelme gibi alanlardaki ivmelenmenin önemini vurguladı.

KACIR: 20 YIL ÖNCE 36 MİLYAR DOLAR OLAN İHRACATIMIZ BUGÜN 262 MİLYAR DOLARA ULAŞTI

Özellikle yerli savunma sanayi projeleri, yüksek teknolojiye dayalı üretim ve artan patent başvurularının Türkiye’yi küresel ölçekte rekabetçi bir konuma taşıdığını ifade eden Kacır, “İhracatımız 262 milyar dolara ulaştı; 20 yıl önce bu rakam 36 milyar dolardı ve ihracatın yüzde 95’ten fazlası sanayi ürünlerinden oluşuyordu. Bugün imalat sanayimiz ihracatın öncüsü haline geldi ve Türkiye dünya ticaretinde seviye atladı. Türkiye, Çin’den Avrupa’ya kadar en fazla ürünü en fazla ülkeye rekabetçi şekilde ihraç edebilen bir ülke konumuna geldi. 1995’te rekabetçi olarak ihraç edilen ürün sayısı ve yoğun ihracat yapılan ülke sayısında ortalama bir düzeydeyken, bugün bu alanda Çin’in ardından en geniş ihracat kabiliyetine sahip ülke oldu. Güneş paneli, ticari araç, beyaz eşya üretiminde Avrupa’da lider konuma gelen Türkiye, insansız hava araçları üretiminde de dünyada lider oldu. Otomotiv sektörü ihracatı 35 milyar dolara, kimya sektörü 30 milyar dolara, makine sektörü ise 25 milyar dolara yaklaştı. Katma değerli üretim alanlarında gösterilen başarı, savunma sanayinde de örnek teşkil etti” dedi.

‘SAVUNMA SANAYİ, TÜRKİYE İÇİN BİR TERCİHTEN ÖTE BİR ZORUNLULUK HALİNE GELDİ’

Türkiye’nin savunma sanayinde yerli ve milli üretime yönelme sürecini anlatan Bakan Kacır, bu sürecin bağımsızlık açısından önemini de vurguladı. Kacır şöyle konuştu:

“Savunma sanayi, Türkiye için bir tercihten öte bir zorunluluk haline geldi. 40 yıla yakın bir süredir terörle mücadele eden Türkiye, çoğu zaman yanımızda olması gereken müttefiklerimizin, terör örgütlerinin yanında olduğunu gördü. Kritik anlarda ihtiyaç duyulan savunma sistemlerine erişimde zorluklar yaşadık ve bu süreçte kendi yerli ve milli sistemlerimizi geliştirmemizin önemi ortaya çıktı. Türkiye, 2000’li yılların başından itibaren sağlam bir irade göstererek savunma sanayinde yerlileşme ve millileşme yolunda önemli adımlar attı. Bu adımların sonucunda Türkiye bugün havacılığın lider ülkelerinden biri haline geldi. Bayraktar TB2, Akıncı, Aksungur, Anka-3, Kızılelma, Hürkuş, Hürjet, Atak, Gökbey ve Kaan gibi projeler, Türk milletinin imzasını gökyüzüne taşıdı. Yerli ve milli projelerde başarıya ulaşmanın gururunu yaşıyoruz. Türkiye, 2000’li yıllardan sonra kendi insan kaynağına güvenerek, engelleri kaldırarak, özgün teknolojiler geliştirmeye başladı. Türk mühendisleri, bilim insanları ve gençleriyle geleceğe sağlam adımlarla ilerliyor.”

Yakın geçmişte TUSAŞ’ta gerçekleşmiş olan hain saldırıyı da kınayan Bakan Kacır, “Hainlere inat daha fazla çalışacağız, daha fazla üreteceğiz” dedi.

Belediye otobüsünü çaldılar, parçalarken yakalandılar Belediye otobüsünü çaldılar, parçalarken yakalandılar

'OSB’LERİMİZİN SAYISINI 190’DAN 360’A YÜKSELTTİK’

Türkiye’nin planlı sanayileşme hamlesine dikkat çekerek, Organize Sanayi Bölgelerinin (OSB) sayısının artırılması ve sanayi istihdamının gelişimi ile ilgili rakamlarla güçlü bir altyapı kurduklarını vurgulayan Kacır, “Türkiye’de planlı sanayileşmeyi geliştiriyoruz. Türkiye’nin 41 yanında organize sanayi bölgeleri kuruyoruz. OSB’lerimizin sayısını 190’dan 360’a yükselttik. 22 yıl önce OSB’lerde 415 bin kişi çalışıyordu, şimdi 2 milyon 700 bin kişi çalışıyor. Türkiye’nin toplam sanayi istihdamı 3 milyon 900’den 6 milyon 700’e çıkmış durumda. O senelerde 11 bin tesis üretim yapıyorken, şimdi 58 bin fabrikanın bacası tütüyor” dedi.

‘ÖĞRENCİ KARDEŞLERİMİZ STAJ PROGRAMLARI İLE SANAYİYLE İÇ İÇE ÇALIŞMALAR YÜRÜTMEKTE GAYRET İÇİNDE OLSUNLAR’

Kacır gençlerin ve öğrencilerin sanayiye dahil olmalarının önemini vurgulayarak, özellikle staj programlarıyla sanayi tecrübesi kazanmalarını ve Türkiye’nin üretim gücüne katkıda bulunmalarını arzu ettiklerini belirtti. Kacır şöyle konuştu:

“Arzu ediyoruz, ümit ediyoruz ki, öğrenci kardeşlerimiz özellikle öğrenim hayatları içerisinde staj programları ile sanayiyle iç içe çalışmalar yürütmek konusunda gayret içinde olsunlar. Sanayi tesislerinde staj programlarına katılsınlar, kendilerini Türkiye’nin üretim gücüne güç katmaya, öğrencilik döneminden itibaren daha kuvvetli bir şekilde hazırlasınlar. Yeni nesil teknoloji girişimcilerimizin başarılarını önemsiyoruz. Bu alanın ekonomide yeni öncü alanların başında geldiğine inanıyoruz.”

‘TÜBİTAK ENSTİTÜLERİ İLE ÜNİVERSİTELERİ DAHA YAKINLAŞTIRMAK İÇİN YENİ BİR AFİLİASYON AĞI OLUŞTURMAK İSTİYORUZ’

Bakan Kacır, TÜBİTAK ile üniversiteler arasında kurulacak güçlü bir iş birliği ağının önemine vurgu yaparak, bu ağ sayesinde üniversitelerin projelerine daha fazla destek sağlanacağını ve araştırma kapasitesinin artırılacağını söyledi.

Kacır, “Önümüzdeki dönemde büyük şirketlerin Türkiye’nin sistemini daha güçlü bir şekilde beslenmesini sağlayacak TÜBİTAK enstitüleri ile üniversiteleri daha yakınlaştırmak için yeni bir afiliasyon ağı oluşturmak istiyoruz. Üniversite hocalarımızın yürüttükleri araştırmalara, projelere TÜBİTAK desteklerini daha güçlü bir şekilde vermeyi amaçlıyoruz. Doğrudan laboratuvarların operasyonel giderlerini karşılayacağımız yeni mekanizmalar geliştireceğiz. TÜBİTAK araştırmacılarımız da üniversite araştırmacılarımızla aynı projelerde çalışabilir hale gelecekler. Dolayısıyla, 5 bine yakın araştırmasıyla stratejik alanlarda araştırma yapan TÜBİTAK’ın 50 binden fazla araştırmacı ağını inşa etmesini ve ulusal düzeyde araştırma kapasitemizi daha ileri noktalara taşımayı amaçlıyoruz” dedi.

‘50 MİLLİ TEKNOLOJİ ATÖLYESİNİN 50 ÜNİVERSİTE KAMPÜSÜNDE KURULMASINI HEDEFLİYORUZ’

Kacır, son olarak, Türkiye’de ilk etapta 50 üniversitede kurulacak olan milli teknoloji atölyeleri hakkında bilgi verdi. Bu atölyelerin, öğrencilere yeni eğitim alanları sunarak teknoloji becerilerini geliştirmeyi hedeflediğini belirten Kacır, “Bu atölyeler, öğrencilere yeni alanlar oluşturacak ve yeni imkanlar sunacaktır. İlk yılımızda 50 milli teknoloji atölyesinin 50 üniversite kampüsünde kurulmasını hedefliyoruz. Bu projeler, Türkiye’nin geleceğe çok daha güçlü yürümesini sağlayacak pek çok büyük işin başlangıcına vesile olacaktır. Milli teknoloji atölyeleri, öğrencilere uygulamalı eğitim fırsatları sunarak, onların teknoloji alanındaki yetkinliklerini artırmayı ve Türkiye’nin teknolojik kapasitesini geliştirmeyi amaçlıyor. Bu atölyelerin, gençlerin bilgi ve becerilerini güçlendirmek için önemli bir adım olduğunu düşünüyorum ve ülkemizin milli hedeflerine ulaşmasına katkıda bulunacak projeler arasında yer alacağına inanıyorum” diye konuştu.

DEBİK: UBI GLOBAL ‘ÜNİVERSİTE KULUÇKA MERKEZLERİ’ SIRALAMASINDA DÜNYADA İLK 10’DAYIZ

YTÜ Rektörü Prof. Dr. Eyüp Debik de konuşmasında YTÜ’nün YÖK Araştırma Üniversiteleri Performans Listesi ve TÜBİTAK Girişimci ve Yenilikçi Üniversiteler Endeksi'nde devlet üniversiteleri arasında ilk dörtte yer aldığını belirtti. Ayrıca YTÜ’nün Erasmus ve diğer öğrenci değişim programlarında Türkiye lideri olduğunu ifade ederek dünya çapında 400’ü aşkın üniversiteyle yürütülen iş birliklerinin yeni dönemde daha da genişletileceğini kaydetti.

Prof. Dr. Debik şunları söyledi:

“YTÜ olarak, Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi CERN’e ve Avrupa İstatistik Kurumu EUROSTAT’a tam üyeliğimiz bulunmakta olup diğer öne çıkan uluslararası üniversite ağlarına da başvurmayı hedefliyoruz. UBI Global ‘Üniversite Kuluçka Merkezleri’ sıralamasında dünyada ilk 10’dayız. 2028’e ulaştığımızda ilk 5’te yer almayı hedefliyoruz. TEKNOFEST ve diğer ulusal ve uluslararası bilimsel ve teknolojik etkinlikler, öğrencilerimizin potansiyellerini ortaya çıkarmaları bakımından büyük önem arz etmekte olup öğrencilerimizin elde ettiği yüksek başarı ve aldıkları dereceler ülkemizin geleceği açısından bizleri umutlandırmaktadır. Öğrencilerimizin ülkemizin teknoloji alanındaki gelişimine katkı sağlamaları için kendilerine destek olmaya devam edeceğiz.”

‘YTÜ TÜRKİYE’NİN YILDIZI OLARAK PARLAMAYA, ÇEVRESİNİ AYDINLATMAYA DEVAM EDECEK’

Türkiye’nin ilk Temiz Enerji Teknolojileri Enstitüsü’nün Yıldız Teknik Üniversitesi’nde kurulmuş olduğunu aktaran Prof. Dr. Debik, “Ülkemizin ihtiyaç duyduğu yenilenebilir enerji ve batarya teknolojilerinin tasarım ve test süreçlerinde söz sahibi olmayı hedeflemekteyiz. Ayrıca, sürdürülebilirlik, savunma sanayi, biyomedikal, yapay zekâ ve dijitalleşme gibi alanlarda öncü ve özgün projelere ağırlık vererek, sadece Türkiye'de değil, dünyada da inovasyonun adresi olmayı amaçlıyoruz. Uluslararası yeşil kampüs sıralamasını belirleyen Green Metrics’e göre dünyadaki ‘Sürdürülebilir Üniversiteler’ listesinde 63. sıradayız. İlk 50’de yer almak için devam etmekte olan enerji verimliliği çalışmalarına ilaveten öğrencilerimizin başlıca ihtiyacı olan kampüs içi ulaşımda kullanılmak üzere elektrikli otobüs tedarik çalışmalarımıza başlamış bulunmaktayız. Türkiye Yüzyılı’nda üniversitemiz, akademik ve idari personeli, öğrencisi ve 140 bini aşan mezunuyla Türkiye’nin Yıldızı olarak parlamaya, çevresini aydınlatmaya devam edecek” dedi.

Sunum ve konuşmaların ardından açılış programı Yıldız Teknik Üniversitesi’nin Sanat ve Eğitim Fakülteleri’nden öğretim görevlilerinin yaptığı müzik dinletisi ile sona erdi.

Kaynak: dha