Gündem

Bahçeli; Dediklerimizin Arkasındayız, İmralı - DEM Teması Gecikmemeli

Bahçeli, "22 Ekim 2024 tarihli grup toplantımızdan itibaren ne demişsek aynen yanındayız. İmralı'yla DEM grubu arasında yüz yüze temasın gecikmeksizin yapılmasını bekliyor, çağrımızı kararlılıkla tekrarlıyoruz" dedi.

Caner ÜNVER/ANKARA, (DHA)- MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "22 Ekim 2024 tarihli grup toplantımızdan itibaren ne demişsek aynen yanındayız. İmralı'yla DEM grubu arasında yüz yüze temasın gecikmeksizin yapılmasını bekliyor, çağrımızı kararlılıkla tekrarlıyoruz" dedi.

MHP Genel Başkanı Bahçeli, TBMM'de partisinin grup toplantısında konuştu. Bahçeli, dünyada devam eden savaş ve çatışmalara işaret ederek, "Savaşın kazanını elbette olmaz, olamaz. İnsanlığın yeni bir yıkımı kaldırması, doğacak korkunç bir felaketin altından kalkması nükleer silah resti düşünüldüğünde mümkün değildir. Üstelik bu tehlike çevremizde somutlaşmıştır. Şunu bir an olsun aklımızdan çıkarmayalım ki geçen yüzyılda yaşanan iki dünya savaşının en ağır sonuçlarıyla yüzleşen Türkiye ve Türk milletidir. Her şart ve gelişme karşısında; barışı savunmak, barışçıl çabalara destek olmak, mutabakat ve müzakere arayışlarının yanında durmak hem insanlık görevi hem insanlık onuru hem de siyasi ve stratejik önceliğimiz olmalıdır. Aynı şekilde tüm ülkeler tarihe ve insanlığa karşı mesuldür. Sayın Cumhurbaşkanımızın hafta sonu Putin ile yaptığı telefon diplomasisi, dün NATO Genel Sekreteri ile görüşmesi, bu suretle bölgesel gerilimin düşürülmesi maksadıyla dile getirdiği samimi çağrıları, Türkiye'nin ahlaki ve insani duruşunu teyit etmenin yanında, barışsever bir millet olduğumuzu da tekrar belgelemiştir. Türkiye'nin iki ateş arasında kalması ya da taraf olmaya zorlanması bugünden kestirilmesi mümkün olmayan anormal külfetlere ve trajik neticelere yol açabilecektir. Bizim pozisyonumuz, kalıcı ateşkes ve barışın teminine yöneliktir. Onun bunun dolduruşuna gelerek bir maceraya atılmak, milli birliğimizi ve güvenliğimizi riske atacaktır. Elbette hiç kimseden korkumuz yoktur. Elbette hiç kimse karşısında boyun eğecek halimiz yoktur. Ancak barış ümitlerini canlı tutmak, barış çabalarına katkı sunmak varken savaş diline müracaat etmek, fason kahramanlıklar taslamak ne devlet aklıyla ne de tarih şuuruyla bağdaşmayacaktır" dedi.

'GÜN, KISIR ÇEKİŞMELERİN GÜNÜ DEĞİL'

Komşu coğrafyalarda savaş ve çatışmalar sürerken Türkiye'nin iç barışına yönelik tehditleri yerle bir edeceklerini kaydeden Bahçeli, "Mücavir coğrafyalar cayır cayır yanarken milli varlığımıza ve iç barışımıza ateş saçmayı hedefleyen müstevlileri ve bunların sızma uşaklarını milli birlik ve kardeşliğimizin gücüyle yerle bir edeceğiz. Gün, kısır çekişmelerin günü değildir. Gün, istismar siyasetine tahammül edilecek gün değildir. Gün, Türk milletinin topyekun ayağa kalkma, kenetlenme, tek yürek olma günüdür. Muktedir ve muteber bir gelecek vizyonu her şeyden evvel muharrik ve muhkem bir geçmiş vizyonuna bağlanmalıdır, dahası buna dayanmalıdır, enerjisini ve sinerjisini de buradan almalıdır. Çünkü geçmiş olmadan geleceğin hükmü şahsiyetinden bahsedilmesi akıl karı değildir. Geçmişimizi geleceğe taşımak, Kızılelma'nın rotasında ilerleyip ilayı kelimetullaha vasıl olmak, namus gibi gördüğümüz bir milli ülküdür, milli yemindir ve nihayet ant olsun vakti saati geldiğinde gerçekleşecektir. Cihan yıkılsa bile bizim cephemiz yıkılmayacaktır. Cehennem olsa üzerimize gelen bizi yakamayacaktır" diye konuştu.

'YENİ BİR FETRET DEVRİNE MÜSAADE EDEMEYİZ'

Konuşarak ve anlaşarak sorunların çözülebileceğini, ön yargıların ve peşin hükümlerin sona erdirileceğini söyleyen Bahçeli, "İnsanı, yine insanda tanıyıp bularak, dahası saygı ve sevgi kümesinde buluşarak yanlış anlamaların, yalan anlatıların direnci kırılır. Sahte davranışların çölünde zorlukla çiçek veren kaktüs arayışında değiliz. Hafıza mihrabımızı ve hayat mizanımızı zincire vuran, çok yönlü düşünme kabiliyetimizi sekteye uğratan, yakınlaşıp birbirimizin gözünün içine baka baka diyalog kurmamızı sakatlayan ilkel dürtülerden, siyasi ve ideolojik hüllelerden ne kadar uzaklaşmamız gerekiyorsa o kadar uzağa gitmeliyiz. İnsanlarımız arasına sanal duvarlar örenleri, milli birlik ve dayanışma ruhumuza baldıran zehri serpenleri yeni yüzyılın bereket ikliminde ya hayatımızdan çekip çıkarmalıyız ya da onların eylem ve söylemlerinden peydahlanacak makus ve menhus akıbetten sızlanmayı bırakmalıyız. Türkiye'nin yeni bir Fetret Devri yaşamasına müsaade edemeyiz, göz göre göre buna seyirci kalamayız. Siyaseti fareli köyün kavalcısına benzer şekilde yapanların tuzak ve tezgahlarına aldanıp da geleceğimizi tesadüflere havale edemeyiz. Türkiye'nin ve Türk milletinin tarihi mücadelesini onurluca sürdürmek mecburiyetindeyiz. Milletimizin arasına ayrımcılık tohumu ekmeyi demokratik hak olarak tarif ve tevil eden ucube insanlık defolarıyla ortak bir geleceğin istikametinde yürümek pek tabii imkan ve ihtimal dışıdır. Kürt kardeşlerimizi sömüren, çocuklarını zorla dağa götüren, kanlarını emen, duygularını ajite eden ne kadar bölücü ve terörist varsa hepsi birden kaybetmeye, bunun da bedelini misliyle ödemeye mahkumdur. Terörsüz bir Türkiye, huzurlu, müreffeh ve güvenli bir Türkiye demektir" açıklamasında bulundu.

'HİÇBİR BASKIYA ALDIRIŞ ETMEYİZ'

Bahçeli, hiçbir Kürt vatandaşın Türk milletinin asil ve asli mensubu olmak duruyorken emperyalizmin kanlı menüsünde yer almaya 'tamam' demeyeceğini belirterek, şöyle konuştu:

"Kürt'ü Türk'ten ayırmak dünyayı güneş sisteminden ayırmak kadar imkansız ve deli saçmasıdır. Anımız bir, acımız bir, ahlakımız bir, aminimiz bir, geleceğimiz de birdir. O halde el ele verip, gönüllerimizi birbiriyle yoğurarak terörü ve bölücülüğü gündemimizden tamamıyla çıkarmalıyız. Kandil'de ve Türkiye düşmanlarının mahzeninde DEM'lenip, Türkiye'yi devirmek isteyenler bir karar eşiğindedir. Bölücü terörün mü DEM'isiniz, yoksa kader ortaklığının ve bin yıllık kardeşliğin DEM'i mi olacaksınız? Terörizmi lanetleyecek misiniz, yoksa sırtınızı yaslamaya devam mı edeceksiniz? Milliyetçi Hareket Partisi, her sözünün arkasındadır. 22 Ekim 2024 tarihli grup toplantımızdan itibaren ne demişsek aynen yanındayız. İmralı'yla DEM grubu arasında yüz yüze temasın gecikmeksizin yapılmasını bekliyor, çağrımızı kararlılıkla tekrarlıyoruz. İnandığımız yolda hiçbir baskıya aldırış etmeyiz. Onun bunun tezvirat ve tefrikalarıyla Türkiye'nin hayrına olacak görüş ve düşüncelerimizden kesinlikle vazgeçmeyiz. Televizyon ekranlarına yuvalanan özel görevli MHP düşmanlarını, ne dedikleri, neyi teklif ettikleri, nasıl bir yöntem ve reçete sundukları belli olmayan cahil ve küstah yorumcu müsveddelerini, bilhassa Halk TV başta olmak üzere MHP'ye saldırı ortamı açan, taltif ve teşvik eden medya organlarını ve medya patronlarını tek tek not aldığımızı, yeri ve zamanı gelince de burunlarından fitil fitil getireceğimizi, kalabalıkta yapılan itibar suikastlarının tenhada özrünün kabul edilmeyeceğini muhataplarına duyurmak istiyorum. Akılsız, ahlaksız ve asılsız konuşanların, sahibinin sesini aktaranların, bu sinsi tertibe çanak tutanların, sponsor olanların, maaş bağlayanların alınlarını karışlar, kirli yakalarına da yapışırız. Türk-Kürt kardeşliğini kemikleştirip 'Türkiye Yüzyılı'nı gerçeğe dönüştürmek için sabırla mücadele ediyorken, etnik bölücülüğün ve terör örgütünün hain emellerine kucak açan ve destek olan namertleri Türk milleti affetmeyecektir."

'YETERİNCE ÇİLE ÇEKİLDİ'

Terörün insanlığın ortak düşmanı olduğuna işaret eden Bahçeli, "Terörle hiçbir yere varılamaz. Kürt kardeşlerimizin terörle, terör örgütüyle ne ilgisi ne de ilişiği söz konusudur. Türkiye Cumhuriyeti hepimizin devletidir. Türk milleti hepimizin şanı, şerefi, mensubiyet cevheridir. Yeterince çile çekildi. Yeterince acı yaşandı. Silah seçenek değil kucaklayıcı siyaset hedefimizdir. Yoksulluk kader değil zenginlik hedefimizdir. İşsizlik talih değil istihdam hedefimizdir. Yıkmak değil, yatırım ve üretim hedefimizdir. Karamsarlıkları paylaşmak yerine umutlarımızın şafağında buluşalım. Asgari ücretle çalışanlarımızdan emeklilerimize, memurlarımızdan çiftçilerimize, esnaflarımızdan işçilerimize, iş adamlarımızdan dar ve orta gelirli insanlarımıza varıncaya kadar ekmeğini büyüten, büyüdükçe güçlenen, tasasız bir hayatın temelini kuran süper güç Türkiye'ye ulaşalım. Dışımız yanarken, dünya savaşı tartışılırken, içimizi barış ve kardeşlik seferberliğiyle pekiştirip kalemizi güçlendirmemiz herkesin milli ve manevi vecibesidir. Aynı zamanda ortak yararımızadır" dedi. (DHA)